Baba, engelli kızını mezuniyet balosuna götürdü — ertesi gün posta kutusunda “Yılın Babası” ödülü olarak 10.000 dolarlık çek buldu

Engelli bir kız, mezuniyet balosuna eş bulamayınca babası onu baloya götürür.
Ertesi gün, babasının çocuğuna olan sevgisi için aldığı ödül, ikisinin de hayatını tamamen değiştirir.

Molly, bak! Baban burada!” diye biri, annesi Daisy’nin tabutu başında yas tutan 17 yaşındaki kıza seslendi.

Molly’nin babası Danny, annesiyle on yıl önce boşanmıştı. O zamandan beri Molly, babası hakkında hep kötü şeyler duymuştu — “sarhoş”, “sorumsuz” gibi sözler.

Molly babasına karşı nefret ya da öfke hissetmiyordu, ama onunla arasında bir baba-kız bağına da özlem duyuyordu.

Ancak annesinin cenazesinden sonra Molly için her şey değişecekti…

“Merhaba tatlım!”
Danny, kızına sarılarak onu selamladı ve eski karısının tabutuna bir çelenk bıraktı.

“Efendim, şu kamyon sizin mi? Otoparkın yarısını kapatıyor. Onu biraz kenara alabilir misiniz?” diye sordu cenazedeki bir misafir.
“Evet, kamyon benim,” dedi Danny. “Bir saniye… Kızımla yeni tanıştım, umarım anlarsınız. Teşekkür ederim!”

Danny, Molly ile tanıştığı için çok mutluydu. Yıllardır aralarındaki tek bağ, nafaka ödemeleriydi.

Daisy, onun Molly’yi kötü yönde etkileyeceğinden korktuğu için babasıyla görüşmesine asla izin vermemişti.

Cenaze bitti, herkes dağıldı. Danny, Molly’nin eşyalarını toplayarak, “Eve, benimle geliyorsun,” dedi.

“Paket mi? Kim göndermiş?” diye şaşırdı. Kartta şöyle yazıyordu: “Yılın Babasına.”
“Ama neden baba? Bu evi terk edemem. Annemle burada yaşadık. Bu ev hatıralarımızla dolu,” dedi Molly.

Molly, babasının onu dinlememesi üzerine kaşlarını çattı.
Danny, kızını yalnız bırakamayacağını biliyordu, özellikle de onun zaman zaman tekerlekli sandalye kullanması gerektiğini. Altı yaşındayken sol bacağını etkileyen bir hastalık yüzünden topallıyordu.

İki gün sonra Molly babasının evine taşındı.
Ev küçük ve dağınık olsa da, orada kendini huzurlu, sevilen ve ait hissediyordu.

Günler geçtikçe Danny için bazı şeyler zorlaşmaya başladı.
Kızının büyüdüğünü hiç görmediği için, onunla ilgilenmeyi bilmiyordu.
Mesela saç örmeyi… Bunu öğrenmek için internette videolar izledi. Ama hepsi bu kadar değildi.

Yatak odasını boşaltıp Molly’ye rahat bir oda hazırladı.
Hatta yumuşak, yeni bir yatak aldı ki kızı iyi uyuyabilsin.
Danny, kızının evde rahat etmesi için elinden geleni yaptı, ama ondan sakladığı bir şey vardı: geceleri sürekli ortadan kayboluyordu.

Molly, babasının nereye gittiğini bilmiyordu.
Sadece annesinin anlattıklarına dayanarak, onun arkadaşlarıyla bara gittiğini düşünüyordu.

Birkaç gün sonra Molly okul otobüsünden indiğinde ağlayarak eve girdi.
Kapı kilitliydi. Saksının altında bir not buldu:
“Anahtarlar saksının altında. Yakında döneceğim. Görüşürüz! — Baban.”

Molly, annesinin babası hakkındaki sözlerini hatırladı ve sinirlendi.
“Yine mi bara gitti?” diye düşündü.

Saatler geçti, Danny hâlâ dönmedi.
Molly makarna pişirdi, birazını babası için bıraktı, sonra yatağa uzanıp ağladı.

“Eğer normal olsaydım, tuhaf olmazdım. Mezuniyete bir partner bulurdum.”

Okuldan öğretmeni onlara yaklaşan mezuniyet balosunu duyurmuştu.
Bütün sınıf arkadaşları bir partner bulmuştu — Molly hariç.
Hiç kimse onu baloya götürmek istememişti.
Kendi kendine düşündü: Kim topal biriyle dans etmek ister ki?

Molly o kadar ağladı ki, eve dönen Danny onu duydu.

“Ne oldu tatlım, neden ağlıyorsun?” diye sordu.

Molly, mezuniyet hakkında her şeyi anlattı:
“Partnerim yok. Birkaç çocuğa sordum, biri benimle dans eder mi diye… Hepsi reddetti ve güldüler. Baloya gitmek istemiyorum baba! Tek başıma kalmak istiyorum! İyi geceler!”

Danny, kızının yüzünü duvara dönüp ağlamasına dayanamıyordu.

Ertesi gün kızına güzel bir mezuniyet elbisesi aldı.
Ve balo günü geldiğinde, Molly’yi ağlatacak kadar duygusal bir sürprizle karşılaştı:
Babası onu baloya götürüyordu.

Okulun önünde öğrenciler ve veliler toplanmıştı. Bir anda motor sesi duyuldu.

Danny kamyonundan indi, tekerlekli sandalyeyi yere koydu ve Molly’yi dikkatlice yerleştirdi.
Onu kırmızı halıdan geçirdiğinde, herkes şaşkınlıkla izliyordu.

Müzik başladığında Danny, Molly’yi kucağına aldı ve onunla dans etmeye başladı.
Melodiyle uyum içinde dönerken, Molly bir anlığına engelini unuttu ve kahkahalarla güldü.

Babam benim gerçek süper kahramanım. Onu dünyadaki her şeyden çok seviyorum. Onun kızı olmaktan gurur duyuyorum.
Molly, dans bittikten sonra gözyaşları içinde arkadaşlarına böyle söyledi.

Bu sırada Danny, gecenin kahramanı olmuştu.
Tüm veliler etrafını sarmış, onu tebrik ediyor ve alkışlıyordu.
Danny biraz kendinden ve kızından bahsetti ama bu gecenin onların hayatını nasıl değiştireceğinden habersizdi.

O gece eve döndüklerinde ikisi de gülüyordu.
Danny, Molly’yi yatağına yatırdıktan sonra sessizce dışarı çıktı.

Aslında Danny, yaşlı bakım merkezinde gece vardiyasında çalışıyordu.
Kamyon şoförlüğüne ek olarak bu işi yapıyor, kızının tedavisi için para biriktiriyordu.

Yıllar önce Molly’nin hastalığı teşhis edildiğinde, birçok doktor onun bir daha asla yürüyemeyeceğini söylemişti.
Ama bir doktor, onu iyileştirebileceğine söz vermişti.
O günden sonra Danny barlarda vakit geçirmeyi bırakıp iki işte çalışmaya başladı.

Ancak eşi Daisy, onun bu çabasını yanlış anlamıştı.
“Zamanını barlarda harcıyor,” diye düşünüyordu.
Danny açıklamaya çalıştı ama Daisy ona inanmadı. Sürekli tartıştılar ve sonunda ayrıldılar.

Danny geçmişini düşünürken her defasında yüreği sızlıyordu.
O gece işe giderken de aklından çıkmıyordu bu düşünceler.
Vardiyası bittiğinde eve döndü — onu ve Molly’yi bekleyen büyük sürprizden habersizdi.

Sabah eve geldiğinde posta kutusunda bir paket buldu.

Paket mi? Kim göndermiş olabilir?” diye mırıldandı.
Kartta yazıyordu: “Yılın Babasına!”

Paketi açtığında içinde 10.000 dolarlık bir çek ve bir not vardı:

“Sevgili Danny,
Bu paranın kızınızın hayatını biraz olsun kolaylaştıracağını umuyoruz.
Ameliyatı için iyi şanslar. Akşamları onunla daha çok vakit geçirmenizi dileriz.
Saygılarımızla, Mezuniyet arkadaşlarınız.”

Danny, bu notun önceki gece tanıştığı velilerden geldiğini hemen anladı.
Gözyaşlarına boğuldu ve haberi Molly ile paylaştı.

Gerçekten mi, baba?! Aman Tanrım… Bu harika!
Molly sevinç gözyaşlarıyla babasına sarıldı.

Danny’nin biriktirdiği para ve 10.000 dolarlık çek sayesinde Molly ameliyat oldu.
Ameliyat başarılı geçti, ve zamanla artık koltuk değneği olmadan yürüyebilmeye başladı.

Danny, ikinci işinden ayrıldı, artık kızına daha çok vakit ayırabiliyordu.
Molly, başka bir eyalette mimarlık bursu kazandı ve üç ay içinde taşınacaktı.

Danny kalan zamanı en iyi şekilde değerlendirmek istiyordu.
Kızına yemek yapmayı, dans etmeyi, bisiklete binmeyi ve hatta koşmayı öğretti.
Tek dileği, onun normal bir hayat sürmesi ve tekerlekli sandalyedeki günlerini asla hatırlamamasıydı.

Bu hikâyeden ne öğrenebiliriz?

Dünyada ebeveyn sevgisinden daha güçlü bir sevgi yoktur.
Danny, kızının yürümesi için elinden gelenin fazlasını yaptı.
İki işte çalıştı, ameliyat parasını biriktirdi ve eşi olmadan baloya gitmek istemeyen kızını kendi kollarında dans ettirdi.

Bir baba her zaman çocuklarının süper kahramanıdır.
Herkes Molly’nin asla yürüyemeyeceğini söylerken, Danny umudunu kaybetmedi.
O, kızının yeniden ayağa kalkmasını sağlayan gerçek bir kahramandı.

Bu hikâyeyi arkadaşlarınızla paylaşın.
Belki onların da gününü güzelleştirir ve ilham verir.