«O gün market için sıradan bir gündü, diğer günler gibi rutin bir alışveriş. Ama tam da o gün, asla unutamayacağım bir şey oldu. Tesadüfen market reyonuna baktığımda, beklenmedik ve unutulmaz bir anın ortasında buldum kendimi.»
Bir koridora girdiğimde, altı ya da yedi yaşından büyük olmayan küçük bir kız çocuğu aniden arabama bindi. Koyu renkli kıvırcık saçları ve geniş, endişeli gözleri hayal gücümü etkiledi. İlk başta, sadece kafası karışmış ya da bir oyun oynuyor olduğunu düşündüm. Adını Leah olarak tanıttı ve sessizce annesini bulamadığını itiraf etti.
İlk başta, kaybolduğunu ve annesinin yakında onu aramaya geleceğini düşündüm. Beklerken onu sakinleştirerek aynı yerde kaldım. Ama beş, on, yirmi dakika geçtikten sonra, kimsenin onu aramadığı anlaşıldı. Leah yanımda kalmaya devam ederken, içimde endişe duygusu büyüyordu.
Samimi rica
Yardım çağırmak için ne yapacağımı düşünürken, Leah titrek ellerle arabaya tutundu. Fısıltıdan biraz daha yüksek olan sesi o kadar ağırdı ki, tüylerim diken diken oldu:
“Lütfen beni geri götürmeyin. Korkuyorum.”
Bir an ne cevap vereceğimi bilemedim. Sözleri yumuşaktı ama anlam doluydu. Dizlerimin üzerine çöktüm ve nazikçe sordum: “Leah, neden korkuyorsun? Ne oldu?”
İlk başta tereddütlüydü, ama sonunda mırıldandı: “Onlara geri dönmek istemiyorum. Bu güvenli değil.”
Onun korkusu gerçekti. Bu sadece kaybolduğu için üzgün bir çocuk değildi, bu bir yardım çağrısıydı.
Acil önlemlerin alınması
Durumun aciliyetini anlayarak, mağaza çalışanına yaklaştım ve durumu ona anlattım. Birlikte Lia’yı müdürün odasına götürdük, burası güvenli bir yerdi ve ben yetkililerle iletişime geçtim.
Polisler hızlı bir şekilde geldiler ve duruma dikkatli ve hassas bir şekilde yaklaştılar. Leah ile nazikçe konuştular ve durumunu daha ayrıntılı anlatması için onu cesaretlendirdiler. Anlattıkları hem yürek burkan hem de endişe vericiydi.
Leah, mağazaya birlikte girdiği kadının annesi olmadığını, “ona bakan” başka biri olduğunu açıkladı. Ayrıntıları paylaşmadı, ancak kendini güvende hissetmediği açıktı, bu da evde huzursuz ve potansiyel olarak tehlikeli bir ortam olduğunu ima ediyordu.
Gerçeğin ortaya çıkması
Polis, güvenlik kamerası kayıtlarını inceledi ve Leah’ın mağazaya bir kadınla girdiğini, ancak kadının kısa süre sonra onu terk ederek ayrıldığını doğruladı. Bu keşif, kadının Leah’ın hayatındaki rolü ve onu terk etme niyeti hakkında ciddi şüpheler uyandırdı.
Soruşturma sırasında yetkililer, Leah’nın yaşam koşullarının ciddi endişe yarattığını tespit ettiler. Onun güvenliğini sağlamak için onu koruma altına aldılar ve velayetiyle ilgili soruşturmaya devam ettiler.
Leah’ın cesaretini düşünürken
Leah yetkililere teslim edildikten sonra bile, onun cesareti aklımdan çıkmadı. “Beni geri götürmeyin” diye yalvarması, kolayca duyulmayabilecek çaresiz bir yardım çağrısıydı. Bu, bir şeylerin yanlış gittiğini hissettiğimizde, özellikle de bir çocuğun refahı söz konusu olduğunda, uyanık olmak ve harekete geçmek ne kadar önemli olduğunu bana hatırlattı.
Bu deneyim, toplumun farkındalığının ne kadar önemli olduğunu da ortaya koydu. Çoğu zaman, başka birinin müdahale edeceğini düşünürüz. Ancak bazen, bir yabancının tek bir iyilik veya dikkatli davranışı her şeyi değiştirebilir.
Eylem çağrısı
Leah’ın durumuna benzer durumlar, tahmin edebileceğimizden daha sık meydana gelir ve bu da, başı dertte olan çocuklara daha fazla dikkat edilmesi gerektiğini vurgular. Korkmuş, kaybolmuş veya yerinden edilmiş görünen bir çocukla karşılaşırsanız, harekete geçmekten çekinmeyin. Mağaza çalışanlarına haber verin, yetkililerle iletişime geçin ve yardım gelene kadar çocuğun yanında kalın.
Ne kadar önemsiz görünse de, eylemlerimiz yardıma muhtaç bir çocuk için can simidi olabilir. Lia’nın hikayesi, ilgilenmeye ve harekete geçmeye karar verdiğimizde ne kadar büyük bir etki yaratabileceğimizi bize güçlü bir şekilde hatırlatıyor. Bazen en basit eylemler bir insanın hayatını sonsuza dek değiştirebilir.