Jack, beş yaşındaki Lily ve dört yaşındaki Emma adlı iki küçük kızını tek başına büyütürken bir yandan da çalışan bir bekâr baba olarak, bir sabah mutfak masasında yabancı biri tarafından hazırlanmış taptaze krepler bulacağını asla hayal etmemişti. Bu beklenmedik jest, kısa süre içinde onu, hayatı zorluklar ve minnetle şekillenmiş biriyle olağanüstü bir bağa götürecekti.

Küçük bir dairede yaşayan Jack’in hayatı, eşi dünyayı gezmek için ayrılıp kızlarına bakmayı tamamen ona bıraktıktan sonra, görevler girdabına dönmüştü. İş, yemek ve çocuk yetiştirme yorgunluğuna rağmen Jack kızlarını çok seviyordu.
Bir sabah, kızları uyandırıp giydirdikten sonra kahvaltı hazırlamak üzere mutfağa giden Jack, her zamanki yulaf lapasını yapmayı beklerken masada reçel ve meyveyle süslenmiş üç tabak krep görünce şaşkına döndü. Bunları kimin yapmış olabileceğini merak etti. Kız kardeşi Sarah uğradığını inkâr etti ve evde her şey yolundaydı — kapılar kilitli, pencereler güvenlikliydi.

Hâlâ neye uğradığını anlamamışken Jack ve kızlar beklenmedik kahvaltının tadını çıkarmaya karar verdiler. Krepler çok lezzetliydi ve Jack bu gizemli iyilikseverin kim olduğunu çözemese de, her şeyi olduğu gibi bırakıp kızları anaokuluna götürmeye ve işe gitmeye odaklandı.
Ertesi akşam Jack eve döndüğünde onu başka bir sürpriz bekliyordu — bir türlü biçmeye fırsat bulamadığı çim kusursuzca biçilmişti. Merakı giderek artan Jack, ertesi gün erkenden uyanıp bu iyiliklerin arkasındaki kişiyi yakalamaya karar verdi. Ertesi sabah mutfakta saklanırken, eski bir posta görevlisi kıyafeti giymiş bir kadının pencereden içeri süzüldüğünü gördü. Kadın temizlik yapmaya ve krep pişirmeye koyuldu.

Onun aniden ortaya çıkması kadını korkutunca kadın pencereye doğru atıldı, fakat Jack onu sakinleştirip sadece konuşmak ve yaptıkları için teşekkür etmek istediğini söyledi. Claire adlı kadın yavaş yavaş oturmayı ve hikâyesini paylaşmayı kabul etti; Jack de kızların yanına koştu.
Masanın etrafında toplandıklarında Claire, yaptığının şaşırtıcı nedenini açıkladı. İki ay önce Jack, onun çaresiz bir durumda olduğu anlarda yardım etmişti: Claire yol kenarında susuz kalmış ve bitkin halde yatıyordu. Jack onu hastaneye götürmüş ve Claire teşekkür edemeden ortadan kaybolmuştu. Minnetini ifade etmeye kararlı olan Claire, Jack’i bulmuş ve ona gizlice ev işlerinde yardım ederek iyiliğine karşılık vermeyi seçmişti.

Claire, eski eşiyle birlikte ABD’ye geldiğini, ancak adamın onu terk ettiğini; kendisini evsiz ve desteksiz bıraktığını anlattı. Jack’in iyiliği ona hayatını yeniden kurma gücü vermişti. Şimdi bir iş bulmuştu ve oğluyla yeniden birleşebilmek için mücadele ediyordu.

Jack, Claire’in anlattıklarından ve yalnızca küçük bir iyiliğe karşılık olarak bu kadar ileri gitmesinden derinden etkilendi. Yine de, evine gizlice girmesinin yardım etmenin en iyi yolu olmadığını nazikçe açıkladı. Bunun yerine onu kahvaltıya katılmaya davet etti; böylece birbirlerini gerçekten tanıyabilecek ve birbirlerine destek olmaya devam edebileceklerdi.
Claire, Jack’in anlayışı ve daveti için minnettar bir gülümsemeyle rahatladı. İzleyen birkaç ay boyunca Claire, evlerinde sürekli bir varlık haline geldi. Yemekleri, hikâyeleri ve desteği paylaştıkça, aileleri arasında nezaket, dayanıklılık ve daha iyi bir geleceğe dair ortak umut üzerine kurulu bir bağ oluştu.
